top of page
  • Yazarın fotoğrafıOsmanli Naksibendi Hakkani

Şefaat Nedir?


BismillahirRahmanirRahim

Soru: Şefaat nedir? Bu kadar günah işleyip yanlış şeyler yapmışken, şefaate nail olacağımı nasıl umut edebilirim?

BismillahirRahmanirRahim

Hak etmiyoruz elbette ancak her zaman umut edebiliriz. Peygamber Efendimiz (sav) buyuruyor ki,

Cennet’e ilk olarak girecek bir kişi varsa, o kişi olmayı ümit etmeli, Cehennemden çıkıp Cennete girecek son kişi olmayı beklemeliyiz.

Ümit, imanımızın bir parçasıdır. Hak etmediğimizi biliriz ancak bu Allah’ın Rahmetinden gelir. Bu bize daha çok iman vermelidir. Yaradan’a olan, Peygamberimiz (asvs)’a olan muhabbetimizi daha da arttırmalıdır. Peygamberimiz (asvs),

“Şefaatim, ümmetimden büyük günah sahipleri içindir,” diye buyurmaktadır.

Gayet açık. İşleyebileceğimiz en büyük günah nedir? Şirk. Nefsimiz olduğu müddetçe, gerçek bir imana sahip olamayız. Namaza, oruca değil, imana bakıyoruz. Ve O’nun şefaatini diliyoruz. Ve Peygamberimiz (asvs)’ın bize karşı sevgisi öyle büyüktür ki, İlahi Huzur’dayken, Peygamberlerin bile ümitsizliğe düşüp, Allah’ın hükmünden korkuyla titredikleri ve Peygamber Efendimiz (asvs)’ koşup, onun şefaatini dileyecekleri Kıyamet Günü geldiğinde, bize şefaat edebilmeyi dilemekten başka hiçbir söz söylememiştir. Allah, Hz Peygamber’i (asvs) İlahi Huzuru’na çağırdığında, Rabbine secdeye kapanır, Cenab-ı Hakk, “İbadet etme zamanı değil,” der. Peygamberimiz, “Ya Rabbi,” der, “Şefaat diliyorum.”

Cenab-ı Hakk, “Dile, sana verilecek,” diye buyurur.

“Bunu diliyorum.”

“Daha fazlasını dile, sana vereceğim.”

“Bunu diliyorum, ya Rabbi.”

“Dile, dilediğini sana vereceğim.”

“Ümmetimden tek bir kişinin bile Cehennem ateşinde kalmasına dayanamam.”

Ve Allah, “Bunu sana verdim Ey Resulüm!” der.

Tüm olay, kendi derecemizi ve Allah’a yada Mübarek Zatlara ne kadar yakın veya ne kadar uzak olduğumuzu bilmek ve onların Azametini idrak edebilmekte. Kendinizi büyük görürken, onların Azametini anlamanız mümkün değildir. Mümkün değil. Kendinizi hala daha bir şey olarak görüyorsanız, onların büyüklüğünü idrak edemez, değerini anlayamazsınız. Kavramamız gerek, “La ilahe”yi kendimize koymamız gerek.

Sakal-ı Şerif

Bu kadar yeter. inşaAllah. Ümitsizliğe kapılmayın. Çünkü şefaatlerini dileyip yardım istememizin önüne zorluk çıkarmıyorlar. Hatta, bizden yardım dileyin diyorlar. İsteyin, vereceğiz, diyorlar. Günahımız çok. Evet, işledik, sen, ben, hepimiz. Fakat umudunu yitiremezsin çünkü o da Şeytandan gelir. Onun yerine gidip düzeltmeye çalışacağız. Küçük de olsa çabalayacağız. “Ah ben çok kötü biriyim,” diyemeyiz. Bir şeyler yapmaya çalış. “Yapamam.” Allah seni insan olarak yarattı, karınca olarak değil. Mutlaka bir şeyler yapabilirsin. O karınca bile kırık ayağıyla, Nemrud’un İbrahim Aleyhisselam’ı yakacak ateşine atmak için ağzında bir damla su taşıyordu. O karınca ne yapabilir ki? O karıncadan daha mı beter olduğunu söylüyorsun? İşte bu kibirdir. İşte bu inatçılıktır. Bu, nefstir. Çünkü o karınca, kırık ayağıyla ağzında bir damlacık suyu taşırken, melek gelip yanına soruyor, “Ey karınca, nereye gidiyorsun?”

“Nemrud’un ateşini söndürmeye gidiyorum.”

Bir karıncanın elinden ne gelir ki? Nemrud öyle bir ateş yakmıştı ki, tüm Basra’dan görülebiliyordu. O kadar büyüktü. Karıncanın imanı vardı, “Benim elimden ne gelir ki? hiçbir şey. O zamma bırakayım gitsin,” demedi. Hayır. “Ben ne yapabilirim?” dedi. Baktı, şu kadar yapabilirim. Allah (svt) buyuruyor,

“Bana bir adım atın, Ben size on adım atarım. Bana yürüyerek gelin, Ben size koşarak yaklaşırım. Bana koşarak gelin, Ben size uçarak gelirim.”

Yıllar önce Şeyhimiz 39. Cadde’de, bir gün tam zikr başlamadan önce karanlıkta şöyle demişti:

“Ya Rabbi! Sana uçuyoruz.”

Ama öylece yerinizde otururken bunun olmasını bekleyemezsiniz tabii.

Elinizden ne kadarı geliyorsa. Allah, yapacağınız her şeyde, her zaman sizi mazur gösterecek bir güzellik arar. Bizim yaptığımız güzel hiçbir şey yok. Kıyamet Günü geldiğinde hiçbir şey yoktur. En kötü insan, her türlü günahı işlemiş, her türlü itaatsizlikte bulunmuş bir insana kimse bir şey diyemez. Ona Allah diyecek, onu kurtarmak için Allah mazeret arayacak. “Ben’im sevgili kullarımdan biri var mıdır ondan razı olan?” diyecek, “Ben’im dostlarımdan onu kalbiyle seven biri var mıdır ki, onu yanına koyayım?” diyecek. Bizim tek umudumuz, Allah’a ve O’nun Dostlarına olan sevgi ve hürmetimizdir. Allah’ın hükmünü değil, Rahmetini, O’nun sonsuz Rahmeti’ni diliyoruz.

Her şeye Rahmeti anarak başlıyoruz.

BismillahirRahmanirRahim.

Evvel ve Ahirin her ilmi, BismillahirRahmanirRahim’de saklıdır. Ve Rahman’ın yüz parçası varsa, Allah o Rahman’ın bir parçasını alıp, yalnızca o bir parçasını Cennetlere, Alemlere, bu dünyaya paylaştırmıştır. O bir parçada hayvanları, şefkatli anaları, çocuklarına gösterdikleri sevgi ve merhameti, hepsini o bir parçada bulursunuz. Kalan doksan dokuz parçayı, Allah Kıyamet Günü için kendine saklamıştır.

Peygamber Efendimiz (asvs), “Rahim sıfatına,” diye buyuruyor, “ben bile henüz şahitlik etmiş değilim. Onu da bize saklıyor.”

Bunlar bize güç kuvvet vermeli. Rabbimizi birazcık bile daha fazla bilince, ibadetimiz de, eylemlerimiz de, sahip olduğumuz niyetlerimiz de daha sevgi dolu, daha fazla anlayışla dolu olmalıdır ki, bizi Rabbimize daha fazla yakınlaştırsın. İbadetlerimizi zorla, yapmadığımızda başımıza kötü şeyler geleceği için yapmamalıyız. Din bu değildir. Ruhsallık bu değildir. Bu batıl inançtır. İyi talih, kötü talih. Olanlar senin iyi veya kötü şeyler yapmanla ilgili değil, talihimizin iyi veya kötü olmasıyla alakalı sanki.

İslam bir batıl inanç değildir. Bizler Allah’a ibadet ediyoruz, çünkü O ibadet edilmeyi hakkediyor. Eğer oturup da O’nun ibadet edilmesi nasıl hakkettiğini düşünürsek, Rabbi’nizin nimetlerinden hangisini inkar edebilirsiniz ki? O vakit yaptığımız tek bir secde, iki rekat değil, yüz rekat değil, tavaf etmek değil, sadece bir secde ile Mirac’a çıkarız. O Şükür sayesinde çoktan Mirac’ta oluruz.

Allah beni bağışlasın inşaAllah ve size Rahmet etsin.

Ve Min Allahu Tevfik.

El Fatiha.

Selam Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatühü.

Şeyh Lokman Efendi Hz.

Sahibul Sayf Şeyh Abdülkerim El-Kıbrisi'nin (ks) Halifesi

New York

Osmanlı Dergahı

4 Cemaziyel Ahir 1438

3 Mart 2017

91 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page