BismillahirRahmanirRahim
Soru: Bir mürid, “Hata yapsam bile Şeyhim benim için onları örter,” diye düşünme tembelliğine düşmekten nasıl sakınabilir?
BismillahirRahmanirRahim. Ben yalnızca kendi adıma, müridlerimiz ve Şeyhimiz adına konuşabilirim. Bizim cemaatimizde böyle bir şey öğretilmez. Asla. Şeyh Efendi hiçbir zaman, “Merak etmeyin, siz istediğinizi yapabilirsiniz, ben sizin için örterim onları,” dememiştir. Bunun aksini diyen varsa, “Hayır, Şeyh Efendi yanlış işler yapmanızda bir sakınca yok demiştir. O bizim için örter,” diyen biri varsa, gelin bana söyleyin. Bana haber verin. Şeyh Efendi bütün hayatı boyunca bizim daha da sorumluluk sahibi olmamıza, mesuliyet almamıza uğraşıp, "Sorumluluklarınızı yerine getirmelisiniz," demiştir. Yanlış bir şey mi yaptın, düzeltmeye çalış. Estağfurullah de ve Allah’ın rahmetini dile. Hiçbir zaman diğer türlü konuşmamıştır. Belki başka insanlar öyle söyleyebilir, tabii oldukça yaygın bir durum. Elbette öyle diyecek ve bir mazeret olarak kullanacaklar. Nefsleri ne istiyorsa onu yapıp Şeyh Efendi’yi mazeret olarak kullanacak, endişelenme, Şeyhim örter, diyecekler. Ama hayır, bu doğru değil. Kesinlikle doğru değil.
Hata yapabiliriz. Hepimiz hata yaparız. Bizler aciziz, hata yaptığımızda da estağfurullah deriz. “Ne olmuş yani?” demeyiz. Utanç duyarız. Bu yüzden Şeyhimizden şefaat dileriz. Evet, o zaman Şeyhinin şefaatine nail olabilirsin. Bu tamamen farklı bir şey. Nefsinin istediği şeyi yapabilmek için Şeyhini mazeret olarak kullanmazsın. Yaptığın şey hoşuna gitmiyor ve onu telafi etmek için çabalıyorsun. İyi bir şey yapmaya çalışıyorsun. O vakit tamamen farklı olur. Fakat o zaman bile, Şeyhin asla sana, “Endişelenme, ben örterim. İstediğin neyse onu yap,” demez. Bu sadece tembellik değil, aynı zamanda da yanlış bir şey.
Nasıl müridler yetiştirmek istediğinize bağlı. Eğer tembel, Y-kuşağı tipinde müridler yetiştirmek istiyorsanız... Ne olduğunuzu düşünüyorsanız? Hak sahibi. Yani, bu benim hakkım diye düşünüyorsanız. Hiçbir şey yapmıyorlar, ama bu benim hakkım diyorlar. Onlara sorduğunuzda diyorlar ki, ben bu şeyleri çok bilmiyorum gerçi ama Y-kuşağındakiler diyor ki, “Hmm işe gitmiyorum. Üniversiteyi yeni bitirdim, çalışmıyorum. Ama 25 yaşına geldiğimde milyoner olmak benim hakım.” Biz de, “E ama çalışmıyorsun?” dediğimizde, “Endişelenme, bu zaten benim hakkım,” diyorlar. Değil mi? Bunun gibi bir durum. Hakkım var. Tembel, şımarık yani. Bilmiyorlar, mücadele etmiyorlar, çalışmıyorlar ama anne babalarına ne geliyorsa, onlara bakıp, “Neden bana da aynısı, hatta daha iyisi gelmiyor?” diyorlar.
Hayır, hayır. Biz yeni kuşak müridler yetiştirmiyoruz. Eski usul yetiştiriyoruz. Çok sıkı çalışırsın ve karşılığını alacağının da bir garantisi yoktur. Çünkü gayretle çalışmanın kendisi zaten bir rahmettir. Çünkü gayretle çalışmak, her Peygamberin, her Sahabe’nin sünnetidir. Hayatınızda birazcık zorluklar olacak. Yerde yatacaksınız. Soğuk su kullanacaksınız. Çalışacaksınız. Anlayacaksınız. Evliyaların, Sahabelerin ve Peygamberlerin ayak izlerini takip ediyoruz. Zorluklar çıkacak karşınıza. Allah, her zorlukla beraber bir kolaylık olacak diye buyurmuş. Fakat bir mürid olarak biliyoruz ki, o zorlukla beraber daha da güçleneceksin. Kolay olmasını diliyorsun ancak zorluktan da kaçmıyorsun. Aslında seni daha da güçlü yaptığını idrak ediyorsun.
Şeyhin senin yanlışını mı örtüyor? Açıkçası benim Şeyhim yapmıyor. Şeyhimiz ne zaman bizim için örtecek? Gerçekten çabaladığın, artık başarabilmek için kendini parçaladığın ve bir türlü yapamadığın zaman örtecek, evet. Öylece oturup da hiçbir çaba sarf etmediğinde ise, “Bırak başkalarını; asayı alıp da seni pataklayan ilk ben olurum,” der. “İlk ben döverim.” Değil mi? Bu hem size, hem de benim için. Allah kabul etsin inşaAllah.
El Fatiha.
Şeyh Lokman Efendi Hz.
Sahibul Sayf Şeyh Abdülkerim El-Kıbrisi'nin (ks) Halifesi Osmanlı Dergahı, New York
4 Zilkade 1438
27 Temmuz 2017
Sohbetin İngilizce aslına buradan ulaşabilirsiniz.