BismillahirRahmanirRahim
Neden Şeyhlerimizin fotoğraflarına sahibiz? Çünkü, onları seviyoruz. Onlara bakmak istiyoruz. Onlara her gün bakmak istiyoruz. Onları asla unutmak istemiyoruz. ‘Nakş' bu demektir. Kalbimize mühürlemek, işlemek, nakış etmek. Neyi nakış etmek? Şeyhimizi, evet. Çünkü Allah (svt) söylüyor; “Bazı insanlar vardır ki; onlara baktığınızda size Allah’ı hatırlatırlar.” Bizler de Şeyhimize baktığımız zaman, Allah’ı hatırlıyoruz. Tabi ki de onlar, Allah değiller. Bir sürü insan, çok garip düşüncelere sahip olan, diyorlar ki; “Onların Allah gibi olduğunu söylüyor.” Hayır, hayır, hayır… Onlar, bize Allah’ı hatırlatıyorlar. Çünkü Hadis-i Şerif’te de söylüyor; onlara baktığımız zaman, onlar bize Allah’ı hatırlatıyorlar ve biz onları seviyoruz. Biz o nakşa sahip olmak istiyoruz.
Allah’ı kalbine nakş etmek istiyorsun; nasıl yapacaksın? ‘Allah’ kelimesinin harflerini düşünüp, ‘Kalbimi yakıyor’ mu diyeceksin? İnsanlar bununla oyun oynuyor. Peygamber Efendimiz (asvs) zamanında, Sahabe-i Kiram’ın böyle yaptığını mı zannediyorsun? Peygamber’e bakmayıp, Allah hakkında mı düşünüyorlardı? ‘Allah, Allah’ diyerek, kalplerini genişletip, kalp atışlarını duymaya, kalplerinde böyle şeyler hissetmeye mi çalışıyorlardı? Hayır. Peygamber’e (asvs) bakıyorlardı, değil mi?
Bu yüzden bizim bununla bir sorunumuz yok. Biz onlara tapmıyoruz. Biz onları seviyoruz. Bir sürü insanı seviyorsunuz; insanlar köpeklerini seviyorlar, köpeklerinin fotoğraflarını taşıyorlar, eşlerinin fotoğraflarını taşıyorlar. MaşaAllah, bir sürü Müslüman, eşlerinin fotoğraflarını cebinde taşıyor ve herkese gösteriyor. Bunda hiç yanlış bir şey yok. Kimse bunu sorgulamıyor; ‘Neden onların resmini gösteriyorsun?’ diye. Başka her şeyin fotoğrafına sahipler. Dışarı çıkıyorlar ve milyonlarca kafirliğin, inançsızlığın, Şeytani, nefsani resimlerini görüyorlar; o resimler seni çekiyor. Şeytan seni çekiyor. Her hangi bir gazeteyi, dergiyi, kitabı aç; orada bir sürü resim var. Kimse bunlara bir şey demiyor. Eve gidiyorsun, televizyonu, şeytan kutusunu açıyorsun; saniyede yüzlerce, binlerce resim akıyor; kimse bir şey söylemiyor. Bilgisayarı açıyorsun; bu kısma hiç girmeyelim… Ama Şeyhimizin fotoğrafını koyuyoruz diye…
Anlayın ki bu Ahir Zaman’da dışarıda olan tüm yanlış imgelerle savaşmak için, etrafımızda bize Allah’ı hatırlatanların resimlerine sahip olmamız gerekiyor. İnsanlar buna takılıyor. Demek oluyor ki, pek akıl sahibi değilsin, çok fazla anlayışa sahip değilsin ve ruhsallık olarak, onu zaten bırak… Çünkü o şekilde bakarsan, neden olduğunu tamamen anlarsın. Yarım saat boyunca, bir sürü kelime söylememize gerek kalmaz. Birkaç kelimeyle hemen anlayabilirsin. “Tamam, önemini anlıyorum, bu şekilde anlamlı” dersin. Çünkü eskiden, Mürit, Şeyhine bir kere baktığında; ama Mürit şimdiki gibi bir zamanda yaşamıyordu, nereye dönerse ondan ışığın alındığı. Eskiden, televizyon yok, reklam panoları yok, kitaplar yok, bilgisayar yok, hiçbir şey yok. Yanlış bir şey görmek için, yanlış yerlere gitmen gerekirdi. Hatta o zamanlar yanlış yerler, yanlış insanlar bile gizlenirdi. Yani orada kaybolmazdın. O zaman çok kolay, çünkü gözlerin temiz ve Şeyhini gördüğünde içine kolayca işleyebilir. Şeyh Efendi söylüyor; “Eskiden Şeyhini bir kere gördüğünde, gözünü kapatırsın ve kalbine o mühür vurulur. Gözlerini açtığında her yerde Şeyhini görürsün.” Hepimiz şöyle ya da böyle bunu yaşadık değil mi? Yani mesele, buna kalbinde sahip olmakta. Ama bu günlerde, zayıflığımız yüzünden, Şeytan’ın ve Deccal’in zamanında yaşadığımız için, bunu dengelememiz gerekiyor. Resimleri koymamız gerekiyor; bu, içinde olduğumuz zamanda önemli.
Şeyh Lokman Efendi Hz.
Sahibul Sayf Şeyh Abdülkerim El-Kıbrisi'nin (ks) Halifesi
Osmanlı Dergahı, New York
21 Şubat 2013