BismillahirRahmanirRahim
Sultan Abdül Hamid Han (Cennet mekan), gerçekten tüm ümmeti önemseyen tek kişiydi. Müslüman liderlerin çoğu ihanet etmişken, Osmanlı’ya ihanet etmiş, Hilafete ihanet etmiş ve batı ideolojilerinin peşinden koşturup sünnetleri terk etmişken, o tek başına, 33 yıl boyunca tüm imparatorluğu, tüm ümmeti bir arada tutmuştu. Tıpkı Peygamberler gibi ilgi ve sevgi göstermişti. Ümmet için endişeleniyor ve kurtların tüm imparatorluğu çepeçevre sararak parça parça ettiği bir dönemde, o korumaya çalışıyordu. İlgisini, sevgisini, nezaketini Endonezya’ya, Çin’e kadar ulaştırdı. Her yere... Özellikle de doğudaki Müslümanlara, çünkü o zamanlar batıdaki Müslümanlar kendi cahiliye dönemlerine geri dönüyor, milliyetçiliği Ümmet-i Muhammed (sav)’in üstüne koyuyorlardı. Ve ihanet ettiler...
Tek adamdı. Ve bıraktı. Çekildi. Siz hiç bir Halifenin kendi kendine çekildiğini duydunuz mu? Evet, bir tanesi. Kimdi o? Hangi Halife kendisi indi? Hazreti Osman değil. Hazreti Osman’ı öldürmekle tehdit etmişlerdi o zaman, ki onların biri de Hz. Ebu Bekir’in farklı bir anneden gelen oğluydu, İslam’a sonradan girmişti. Kur’an okurken onu beyaz sakalından yakalamış, tam bıçağı saplamak üzereydi ki, Hz. Osman şöyle dedi, “Oğlum, baban seni görse ona ne cevap vereceksin?” Bunun üzerine kendine geldi ve bıçağı yere atıp kaçtı. Fakat bir Halife vardı ki, kendisi indi görevden. Neden? Ümmetin içinde kan dökülmesin, iç savaş olmasın diye indi. Bu kişi Hz. Hasan’dı.
Halife, Sultan Abdül Hamid Han, makamından indi. Savaşabilirdi. Mücadele edebilirdi. Allah’ın ona tayin etmiş olduğu makamı bırakmak, Halifeliğin doğasında yoktur. Anlıyor musunuz? Onuruna terstir. Onuru, “Görevi bırakmaktansa ölmeyi tercih ederim,” der. Peki neden çekildi? Evet, kan dökülmesini engellemek için. Fakat aynı zamanda, Şeyhülislam’ın bile mason olduğu, birçok üst düzey kişinin satın alındığı bir dönemde, Peygamber Efendimiz (sav)’in Hadis-i Şerif’ine itaat etmek için çekildi. Ve birkaç gün önce de onun Hakk’a yürüyüşünün yıldönümüydü. Merak ediyorum, acaba kaç Müslüman ülke, hükümran olan son Halifemizi hatırladı?
Ümmetin zayıflamasını bir süre geciktirdiğini söylüyorlar. Zayıflamasını geciktirmedi o, ümmetin kan gölünün içine batmasını engelledi. Fakat artık bugün o kan gölünün içindeyiz. Çünkü kimin Allah’ı sevdiğini, Allah’ın da kimi sevdiğini unuttuk. Herkes, “Bu kişi Allah’ı seviyor, onu takip edelim. Şu kişi Allah’ı seviyor, onun peşinden gidelim” derdinde. Ama bir de Allah’ın sevdikleri vardır ki, onlar tamamen başka bir listededirler. Bulunduğu çukura gittikçe daha fazla gömüldüğü, tıpkı Peygamber Efendimiz (sav)’in vefatı üzerinden yüz sene geçip de her şeyi unuttukları, kendi kafalarına göre yeni bir din icat ettikleri gibi her geçen yıl daha da fazla unutkanlığa gömüldüğü için, bu ümmetin üzerine lanet yağıyor. Ve bizim üzerimize yağan bu lanet, Hz. Adem (as)’dan bu yana gelen 124.000 Peygamber’e itaatsizlik etmiş ümmetlere yağan bütün o lanetlerin bir birleşimidir. Bu lanet, Allah bizim üzerimize koyduğu için yağmıyor. Lanet yağıyor, çünkü onu biz çekiyoruz. Çünkü biz, önceki tüm ümmetlerden daha da itaatsiz hale geldik. Önceki ümmetlerin yaptığı tüm itaatsizlikleri, şu anda bu ümmet açıkça yapmaktadır.
Biz hiçbir şeyiz. Biz hiç kimseyiz. Bizi destekleyen büyük kurumlar, unvanlar, hükümetler, rejim ya da ideolojiler yok. Bu garip dünyada, içinden geçtiğimiz bu oldukça garip zamanlarda, bir dağın başında yaşayan, kimseden destek almadan Şeyhimiz Sahibul Saif Şeyh Abdul Kerim el Kıbrısi el Rabbani’nin yolunda yürüyen bir avuç garib insanız. Fakat Elhamdulillah, yanımızda Allah var, Onun Peygamberi (sav) ve Şeyhimiz var. Bu bize yeter. Ve eğer bu yolda can verirsek, bundan mutlu oluruz. Mutluyuz, çünkü dünyadan bir şey istemiyoruz. Bu dünyayı bıraktık; onu nasıl bir şey olduğunu biliyoruz. Bu yüzden buraya geliyoruz. Bu dünyadan hiçbir umudumuz yok.
İnşaAllah-u Rahman, Ulu Hakan Sultan Abdül Hamid Han (Cennet Mekan), yapacağımız bu naçizane Mevlidi kabul buyurur inşaAllah. Onun şerefine, Türkçe ve Boşnakça okuyacağız. İmparatorluğu temsilen burada her kim varsa, onlar da kendi dillerinde okuyabilirler. Allah kabul etsin.
El Fatiha.
Şeyh Lokman Efendi Hz.
Sahibul Sayf Şeyh Abdülkerim el-Kıbrısi el-Rabbani (ks) Halifesi
Osmanlı Dergahı, New York
2 Cemaziyelevvel 1437
11 Şubat 2016
Sohbetin İngilizce aslına buradan ulaşabilirsiniz.
Comments