top of page
  • Yazarın fotoğrafıOsmanli Naksibendi Hakkani

Karanlık Gecenin Parçaları Gibi Olan Fitnelerden Önce...


BismillahirRahmanirRahim

"Karanlık gecenin parçaları gibi olan fitnelerden önce, hayırlı ameller işlemede acele edin."

“Karanlık gecenin parçaları,” çok sıra dışı bir söylem. Hadisin tamamında neyi tarif ediyor? Bu hadis neydi? Neyi tarif ediyor? Ahir Zaman’ı. Ve kimden bahsediyor? Ahir Zaman insanlarının davranışlarından. Hangi insanların? Ahir Zaman müminlerinin. Neyin karanlık gecenin parçaları gibi geleceğini söylüyor? Karanlık gecenin parçaları gibi gelen ne? Hatırlıyor musun? Fitnelerden önce hayırlı ameller işlemede acele edin. Çünkü fitne geldiğinde, insanlar hayırlı işler yapmak için koşturmayacak. Hayırlı işler yapmaya çalışmayacak ve kötü işleri de, şeytani şeyleri de men etmeyecekler. Bugün olan da bu, değil mi? Evet.

Karanlık gecenin parçaları gibi olan fitnelerden önce... Gündüz vaktidir. Gündüz vaktinde parça parça karanlık olursa nasıl hissedersiniz? Kafanız karışır. Gece mi, yoksa gündüz mü bilemezsiniz. Siyah mı beyaz mı bilemezsiniz. Ve Evliyaların siyahın beyaz, beyazın da siyah olduğunu söyleyeceği günler işte bu günlerdir. Ve eğer bir Şeyhi takip etmiyorsanız, eğer Evliyaullah’ı izlemiyorsanız kandırılacaksınız. Çünkü o günler siyahın beyaz, beyazın da siyah olacağı zamanlardır. Buradaki yaşantımız, dünya ehli çoğu kişi için bir işkence. Müslümanlar bile bize bakıp, “Neden böyle sarık takıyorsunuz ki? Bu zamanda ve bu ülkede kendinize yapabileceğiniz en kötü şey bu, bilmiyor musunuz? İslam bu değil,” diyorlar. “Gericisiniz,” diyecekler, “bizim gibi olmanız lazım. Bizler ilericiyiz. Bizler beyaz, sizler ise siyahsınız.” Her şey tersine dönmüş. Artık o günlerde yaşıyoruz. “Ne? Kadınla erkeğin evlenmesi mi? Bu gerici bir düşünce. Aile kurmak ve çocuk yetiştirmek mi? Bu gerici bir düşünce. Bizler özgür olmalıyız.”

Özgürlük nedir? Onlar için özgürlük, nefsin özgür olmasıdır. Bizim için ise özgürlük, ruhun özgürlüğüdür. Onlar için, nefs canının her istediğini yapar ve her şey yanına kar kalır; hiçbir kural olmamalıdır. Bizim için ise, ruh kendini bu kafesten kurtarmalıdır. Fakat öncelikle kafesi anlaması gerek. Eğer nefsinize göre yaşıyorsanız, bunun bir kafes olduğunu anlayamazsınız. Cennet olarak görürsünüz. Mümin kişi, bu dünyanın bir kafes, bir zindan olduğunu bilir. Duyularımız, birer hapishanedir. Vücudumuz, hapishanedir. Arzularımız, birer hapishanedir. Dostluk yapıp, destek çıkmamız gereken arkadaşlarımız değildir onlar. Birer hapishanedirler. Bunu kim söylüyor? Peygamber Efendimiz (asvs) söylüyor. Buyuruyor ki,

“Dünya, müminin zindanı, kafirin ise Cenneti’dir.”

Mümin kişi bu dünyayı Cennet’e çevirmeye çalışmaz. Asla. Hangi Peygamberi “Dünyayı Cennet’e dönüştürün,” demiştir? Hiç.

İçinde bulunduğumuz çağ bundan da beter bir halde. Bir köpek bu dünyadan kaçmak istese, Allah (svt) Kur’an’da ondan bahseder. Allah onların bahsini açıyor... Bazı kaynaklara, bazı rivayetlere göre ismi Kıtmir’dir. Peki ya Ahir Zaman’da yaşayan bizler? Allah (svt)’nın, bir köpeğe karşı yarattığı İnsan’dan daha mı merhametli olacağını zannediyorsunuz? Şüphesiz o bizden daha iyi durumda.

Günümüzün Marifet’i, kendimizi bu fitne halinden kurtarmak ve neyin beyaz neyin siyah olduğunu bilmektir. Marifet budur. Başka bir şey aramayın. Peki nasıl bileceğiz? O durumda artık kendi gözlerinize çok güvenmeyeceksiniz. Kulaklarınıza inanamayacak, dilinize, hiçbir duyunuza inanamayacaksınız. Çünkü bu dünya hislerinizi aldatmada tam bir usta. Bir şey olduğunu zannediyorsunuz, ama aslında başka bir şey. Öyle değil mi? Bunu daha fazla açıklamama gerek var mı? Kafirseniz bile, yaşadığımız şu dünyanın çok tuhaf bir hale geldiğini, artık hiçbir hissinize güvenemeyeceğinizi bilirsiniz. O zamanlara gelmiş bulunuyoruz. Eğer rehberimize nasıl güveneceğimizi öğrenmiyorsak, neye güveneceğiz? Kendi hislerimize mi? Başarısız oluruz.

Şeyh Efendi, Şeyh Mevlana Hz. diyor ki, yakında öyle bir zaman gelecek ki, Şeyh, “Şu duvara bakın. Duvar siyah,” diyecek. Herkes bakacak ki, duvar beyaz. Beyaz. Beyaz olduğunu biliyorsun. Herkes beyaz biliyor, ama Şeyh, rehber, “Siyah,” diyor. Eğer onu izlemiyorsan, eğer onun gördüğüne ve söylediğine sıkıca tutunmuyorsan, sen de o karanlığın içine düşeceksin. Çünkü kimse o karanlık gecenin parçalarını görmüyor. Feraset sahibi olanların dışında kimse karanlık gecenin parçalarını göremiyor. Kimdir bu feraset sahipleri? Kaç kişi feraset sahibi? Kaç alim feraset sahibi? Kaç lider feraset sahibi? Kaç Şeyh feraset sahibi? Ne yapmaya çalışıyorsunuz? İnsanları o karanlığın içinden çekip çıkarıp nurlandırmaya mı çalışıyorsunuz? Yoksa hala sanki tüm dünya nurdan parlıyormuş gibi sevgi hakkında mı konuşuyorsunuz?

Allah bizi korusun. Onlara, Şeyhimize koşalım ki, dışarıdaki ve içerideki karanlığın ne olduğunu bilelim inşaAllah. Ve onların nuruna doğru koşalım. Buna sıkıca tutunun inşaAllah, o zaman güvende oluruz.

Ve min Allahu Tevfik.

El Fatiha.

Şeyh Lokman Efendi Hz.

Sahibul Seyf Şeyh Abdülkerim El-Kıbrisi'nin (ks) Halifesi

Osmanlı Dergahı, New York

29 Muharrem 1439

20 Ekim 2017

Sohbetin İngilizce aslında buradan ulaşabilirsiniz.

513 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page