BismillahirRahmanirRahim
Soru: Allah’tan korkmak ile samimiyet arasında nasıl bir ilişki var?
Korku. Nereden kaynaklanıyor o korku?
Eğer Allah korkusunu diliyorsan, ki bunun samimiyetin ilk adımı olduğunu söylüyorsun. Evet, öyledir. Peki o korku neye dayanıyor? "Allah'ın beni cezalandıracağından korkuyorum." Demek ki hala daha hayvani seviyedesin. Yani Allah'ı noel babaymış gibi görüyorsun. "Uslu çocuk olursam bana hediyeler verir; yaramazlık yaparsam da ceza verir." Bizler Allah (svt)'yı hafife almıyoruz. Ama nasıl anlayacaksın, diyoruz.
Nasıl o samimiyete ereceksin? Korkun nereden kaynaklanıyor? "İyi şeyler yaparsam şunları şunları elde ederim; güzel davranmadığımda ise böyle böyle cezalandırılırım," eğer korkun sadece buna dayanıyorsa, hala bir samimiyetin vardır ancak bu samimiyet, Allah'a sevgili olanların, O'na yakın olanların sahip olduğu samimiyetin yanına bile yaklaşamaz. Bu sadece hayvani bir seviyedir. Samimi olmayanların seviyesidir. Peki kimlere böyle denir? Samimi olmayanlar kimdir?
Münafıklar.
Neden Allah'a ibadet ediyorsun? Bir şeyler elde etmek için mi? Böyle şeyler, Evliyaların Cennet'i yakmak istemesine sebep olur. Neden Allah'a ibadet ediyorsunuz? Neden Allah'a ibadet ediyoruz? Cevap aramayın. Peygamberin ne söylediğine bakın. Neden Allah'a ibadet ediyorsun?
Neden? (Bir müride sorar)
"BismillahirRahmanirRahim. Çünkü Peygamberimiz öyle buyurmuştur."
Ne buyurmuştur? Hiçbir şey bildiğin yok
Sen? (Başka bir müride sorar)
"BismillahirRahmanirRahim. Çünkü O ibadet edilmeyi hak eder."
Bunun hakkında kaç sohbet verdim? Çünkü ibadet edilmeyi hak eder. Çünkü Peygamber Efendimiz (asvs), "Ya Rabbi," diyor, "bizler Sana layıkıyla ibadet edemeyiz." Sadece bunu anlamak bile... Çünkü Allah ibadet edilmeyi hak eder.
O zaman duyduğun korku, artık ceza yüzünden olmaz. Hayır. Korkun, samimi olup olmadığın düşüncesinden gelir. Artık ibadetin bir şeyler kazanmak için değil, Allah ibadet edilmeyi hak ettiği için olur. Anlıyor musunuz? O zaman daha fazla, daha fazla, daha da fazla ibadet edersin. Sana bir şey kazandıracağı için değil. Çeşitli şeyler görmene yol açtığı için değil. Ya da uçacağın için değil. Ya da bir hal içerisine gireceksin diye değil. Lezzetini alacaksın da; peki ya o lezzeti geri alırsa? O zaman O'na ibadet etmeyecek misiniz? O hala daha ibadet edilmeyi hak ediyor.
Yani artık senin korkun, yaptığın ibadetin münafıkların yaptığı ibadete benzemesinden ileri gelir. Yine söylüyoruz, sadece bir mümin münafık olduğunu düşünebilir. Ve sadece bir münafık samimi olduğunu düşünebilir. Anlıyor musunuz O yüzden bu konuyu açtım. "Bakıyor musun, dönüp o münafıklığı kökünden söküyor musun? Anlıyor musun?" diyorum. "Ah, ne büyük konu!"
Sen bir Şeyhi takip ediyorsun. Onu takip ederken ne kadar samimisin? Bitti. Bu kadar. Onu izlerken ne kadar samimiysek, Rabbimizi ve Peygamberini izlerken de o kadar samimiyiz demektir. Şeyhini takip ederken ne kadar samimisin? Değilsin. Samimi olmalıyız. Bunu bulmamız gerek. Başarısız mı oldun, ayağa kalk ve yeniden yap. Başarısız mı oldun, kalk ve yap.
Samimiyet çok mühimdir.
Şeyh AbdülKadir Geylani (ks), Gavsul Azam, özellikle bundan bahsetmiştir. Samimiyetten.
Ne yapmamız gerekiyor, ne dualar okumamız gerekiyor... Okumak, aslında buzdağının sadece görünen kısmıdır; onun altında çok büyük hakikatler gizlidir. İnsanlar okuduklarımızın hakikat olduğunu zannediyorlar. Neyin okunduğunu, onun manasını anlamıyorlar. Onun altındaki anlam nedir, ona hiç bakmıyorlar. Sadece okunan şeyi alıyorlar. Bomboş yani. Boşluk. Samimiyet çok önemli.

Allah Beni affetsin. Bu kadarı yeterli. Bu günler hem mübarek hem de karanlık günler.
Kaç Müslüman Gavsul Azam'ın Urs'unu anıyor? Ve kaç Müslüman noeli kutladı? “Ah, o dönemde Bağdad'da Hristiyanlar da yaşıyordu.” Belki Gavsul Azam'ın da noeli kutladığını söylerler.
Şerefsiz! Çöp. Böyle bir iman yalnızca çöptür! Hiçbir şey için ayağa kalkmıyorsun. Hak için ayağa kalkmıyorsun. Damak tadına, nefsine uyan ne varsa, sadece onun için ayağa kalkıyorsun. Kaç Müslüman yeni yılı kutlayacak şimdi? Bütün Müslüman dünyası, yeni yıla zifiri karanlıkta girecekleri bu sahte takvimi kutlamaya hazırlanıyor. Bitti. Şimdi maşaAllah, imamlar kalkıp, "Kutlamamız gerek," diyorlar. Bütün meclisler, bütün ülkeler. "Sakin olun, kutlayın, sorun yok," diyorlar. Sadece orda burada bir avuç deli var işte. Vahhabiler bile buna boyun eğdi şimdi.
Tabii ki. Eğer bana inanmıyorsanız, gidip Vahhabi Arap ülkelerine bir bakın.
Alışveriş merkezlerine, kutlama şekillerine bakınca, Amerika'da olduğunuzu zannedersiniz. Orada Hristiyan olmuş, olmamış fark etmiyor. Böylesi hoşlarına gidiyor.
Bu günler çok karanlık günler. Sadece bir avuç çatlak insan, "İstemiyoruz. Bunu bunu istemiyoruz," diyorlar. Gerçekten, "Lekum dinikum ve liyeddin" diye mi bakıyorlar? Yo hayır. "Senin dinin sana, benim dinim bana," demiyorlar; hayır. "Senin hayat tarzın sana. Benim hayat tarzım da bana," diye bakıyorlar. Çünkü din, sadece bir din değildir. Bir yaşam tarzıdır. Ve İslam kimliğini korumuştur. Siz Müslümanları ne zannediyorsunuz? Müslümanların içinde bulunduğu şu anki zihniyet ve alıp kucakladıkları gayrimüslim yaşam tarzı 1400 yıl önce de var olsaydı ne hale gelirdik sizce? Ya da 1000 sene önce, veya 500 sene önce; hatta 100 sene önce olsaydı.
Nasıl olurdu zannediyorsunuz? Aynen bugünkü gibi bitmiş bir halde olurdunuz.
Yani, "Lekum dinikum ve liyeddin."
Bu önemli. Dinimizi koruyalım inşaAllah. Peygamber'den ve Sahabelerden daha bilgili olduğunuzu zannetmeyin. Peygamber'den ve Sahabelerden daha fazla sevgi ve hoşgörüye sahip olduğunuzu da düşünmeyin. "Her şeyi kucaklamamız gerekiyor," demeyin. Bir ayrım var. Hak ve batıl birbirinden ayrıdır. Hayır hayır. Ying yang de değil bu. “Hak burada, batıl da burada ve bunlar birbirini dengeliyorlar.” Yok öyle bir şey. Nereden öğrendin bunu? Allah'ın isimlerinden biri mi 'batıl'? Haşa estağfurullah. O zaman neden, "Dengeye gelmek için ikisine de ihtiyacımız var," diyorsun? Allah Allah. Aklımızı kaçırmışız.
Allah imanımızı korusun inşaAllah. Ya Rabbi! Senin bağışlamanı diliyoruz. Bizler senin aciz kullarınız. Bizleri güçlü kıl. Bizleri samimi kıl ya Rabbi. Senden korkarız ya Rabbi. Seni kaybetmekten korkarız ya Rabbi. Rahmetini bizden çekersin diye korkarız ya Rabbi.
En Sevgili Kullarının hürmetine, Gavsul Azam'ın yüzü suyu hürmetine, Sultanul Evliya ve Sahibul Saif'in hürmetine diliyoruz ya Rabbi.
Bizler günahlar kullarınız. Ancak bizden yüz çevirme ya Rabbi. Sen'den başka hiçbir şeyimiz,
başka hiç kimsemiz yok. Bizim için sadece Sen varsın ya Rabbi!
Bizler yetim gibi kalmışız ya Rabbi! Bizim için sadece Sen varsın ya Rabbi!
Ya Rabbi, affet bizi.
Bizi daha iyi kıl. Sultanul Evliya ve Sahibul Saif'in hürmetine, el Fatiha.
Amin.
Selam aleykum ve Rahmetullah.
Şeyh Lokman Efendi Hz.
Sahibul Sayf Şeyh Abdulkerim el Kibrisi (ks) ‘nin Halifesi
Osmanlı Dergahı, New York
10 RebiülAhir 1439 28 Aralık 2017
Sohbetin İngilizce aslına buradan ulaşabilirsiniz.
コメント