BismillahirRahmanirRahim
Şeyhimizden birkaç söz söylemek için izin istiyoruz. İnşaAllah, burada ve bundan sonraki hayatta, bize yardımı olacak olanı gönderecek. Onun izni olmazsa, o göndermezse konuşamayız; o zaman bizim için söyleyecek bir şey yoktur. Onlar her şeyi zaten söylediler. Yapmamız gereken tek şey söyleneni almak ve hayatımıza koymak.
BismillahirRahmanirRahim
Sahte ve gerçek haberler hakkında soru soruyorsun. Gerçek haberler sahteymiş gibi, sahte haberler gerçekmiş gibi görünüyor. İnsanlar şimdi buna takılıp kaldı ve hatta şu anda Halep’te olan her şeyin sadece bir kurmaca olduğunu söyleyecek kadar ileri gidiyorlar. Bu Ahir Zaman. Sakın bunda yanılgıya düşme. Eğer bunun Ahir Zaman olduğunu anlıyorsan, Ahir Zaman'daymış gibi yaşayabilirsin; evvel zamanda değil, Arap Baharı gibi baharda değil. Bu bahar zamanı değil, kış zamanı. Anlıyor musun? Kışın huzursuzluğu; bu kış, bu son mevsim… İnşaAllah bundan sonra bahar gelecek; ancak bahar yalnızca Mehdi (as) ile birlikte gelecek.
Öyleyse ne yapmamız gerekiyor, diye soruyorsun. Bunun gibi bir sürü şey görüyoruz ve acı veriyor, canımızı yakıyor. İnsanlar buna inanıyor; örneğin insanlar Halep’te olan her şeyin kurmaca olduğuna, onların hepsinin birer aktör olduğuna inanıyor. Ahir Zaman’a hoş geldiniz. Şimdi geriye gitmeliyiz; bu günlerde olan tüm karışıklığı gördüğümüzde, Peygamber Efendimiz’in (asvs) söylediğine geri dönmeliyiz.
Tüm politikacıları boş verin, tüm devlet adamlarını boş verin, tüm filozofları boş verin, tüm yazarları boş verin, tüm insanları boş verin; Peygamberimiz’in (asvs) ne söylediğine bakın. Ve biz, onun söylediğini Şeyhimiz’den alıyoruz; Ahir Zaman geldiğinde, her yerde karışıklık olduğunda, Peygamber Efendimiz (asvs) ne tavsiye ediyor? O (asvs), sokaklara çıkın mı diyor? Böyle mi söylüyor? ‘Öne çıkın ve değiştirmeye çalışın’, böyle mi söylüyor? Ya da ‘Zamanı geldiğinde, kendinizi geri çekin’ mi diyor? Kime söylüyor? İman edenlere söylüyor. Kendinizi geri çekin. Kendinizi geri çekin ve dağlara koşun, bir koyuna sahip iseniz, o koyunu alın, ondan süt elde edin, birkaç eşya edinin ve onlarla yaşayın. Bildiğiniz azıcık bir bilgi varsa, onu tutup, onunla yaşayın. Etrafta dolaşıp çok fazla aramayın, her yerde koşturup, tüm dünyayı dolaşıp aramayın; çünkü her yerde sadece fitne var.
Ahir zamanda yaşadığımızın, durumun böyle olduğunun farkındaysak, o zaman bunun içinde nasıl yaşayacağımızı da bilmemiz gerekir. Her yerde çok fazla karışıklık olduğunda, nasıl yaşayacağımızı öğrenmeliyiz. Bize, bunu nasıl yapacağımızı gösterenlere bakmalıyız. Aksi takdirde bizler de buna kapılıp gideriz; çünkü içinde yaşadığımız günler, bu günler Şeyhimizin onlarca yıldır hakkında konuştuğu, siyahın beyaz, beyazın siyah göründüğü günler. Öyle değil mi? Bizler o günlerde yaşıyoruz. Öyleyse yapmakla yükümlü olduğumuz şey ne? Buna dahil olmak mı? Hayır. Uzağında kalıyoruz ve bu karışıklığın ne olduğunu anlıyoruz.
Bu bir kurmaca mı? Tabi ki de kurmaca değil. Ama insanların kafası karışmış, bireylerden gruplara, cemaatlerden milletlere kadar. Kafamız karışık. Çünkü insanlar, Peygamber Efendimiz’in (asvs), EvliyaAllah’ın, Peygamber varislerinin ne söylediğinden başka, herkesin ne söylediğine bakıyor. Alimlerin ne söylediğine değil, onlar varislerden değiller. Özellikle de bugünün alimleri, büyük bir fitne de onlardan geliyor. Onlar, Peygamber’in varisi değiller. Alimlerin çoğu, adına konuştukları rejim tarafından maaşa bağlanmış durumda. Doğudan batıya, kuzeyden güneye durum böyle. Peki bunun dışında olanlar kimler? Şeyhler. Dikkatlice bakmak zorundasın. Onlar Peygamber varisidir ve onların ne yaptığına görüp, anlaman gerekir. Şeyh Efendi bizleri, bu zamanlarda nasıl yaşamamız gerektiği konusunda yeterince uyardı.
Olanlar canımızı yakıyor. Ne yapacağız? Dışarı çıkıp, konuşacağız ve bir şeyler mi yapacağız? Yapabiliriz. Hepimiz. Bizler bir şeyler yapabiliriz, tüm Müslümanlar bir şeyler yapmak için toplanabilir. Ancak tüm dünya bir araya gelip, bir şeyler yapmaya çalışsa da, tek bir şeyi bile değiştiremez. Değiştiremezsiniz. Çünkü Allah çoktan, bu yüz yıllık süreyi zalimlerin eline verdi. Müminlere vermedi. Zalimlere verdi. Ve o günler geldiğinde, geri çekilin diyorlar; ibadet edin, seccadenizde oturun, tesbihinizi çekin, sade olun, kendinizi tutun, dışarıdaki karışıklığa çok fazla bulaşmayın. Aksi takdirde sen de o karışıklığa takılıp, içinde kalacaksın.
Biz dışarıda ne olduğunu bilmediğimizi mi söylüyoruz? Elbette, ne olduğunu biliyoruz. Biz şaşırmış olduğumuzu, neyin doğru neyin yanlış olduğunu bilmediğimizi mi söylüyoruz? Elhamdülillah, biliyoruz. Şeyhimizin öğretisi sayesinde bunu biliyoruz. Ama hiçbir şey yapmaya izin yok. Anlıyor musunuz? En zor kısım da bu. Yani şimdi, sabırdan bahsediyoruz. Bu oturup, kendimizi temizlememiz gereken zaman. Basit bir hayat sürmeliyiz. Güçlü olmalıyız. Çünkü zamanı geldiğinde, bunların hepsine ihtiyacımız olacak. O zaman geldiğinde, güce ihtiyacın olacak. Eğer kendini şimdiden hazırlamıyorsan, o zaman da hazır olmayacaksın. Bu yüzden, onları bırakın inşaAllah.
Allah bizi bu karışıklıktan uzak tutsun. Allah (svt), Peygamber Efendimiz (asvs)’in ve Şeyhimizin rahmeti ile üzerimizden korumasını eksik etmesin. Her zaman güçlü olanlardan ve Sıratul Mustakim’de olanlardan ve karışıklığa dahil olmayanlardan olalım. Allah kalplerimizden, cemaatimizden ve bu dünyadan fitneyi uzak tutsun inşaAllah. Fitne yapanlardan olmayalım, bu yolda sağlam duranlardan olalım, onların dönüşünü karşılayanlardan olalım; Hazreti Mehdi (as)’ın gelişini karşılayanlardan olalım inşaAllah.
Ve min Allahu Tevfik,
El Fatiha.
Şeyh Lokman Efendi Hz.
Sahibul Sayf Şeyh Abdülkerim El-Kıbrisi'nin (ks) Halifesi
New York Osmanlı Dergahı 22 Rebiülevvel 1438 22 Aralık 2016