Şeyh Abdülkerim Hz. Mehdi (as)’ın çıkışından önceki savaşın çok yakın olduğunu söylüyor. Fiziksel olarak bunun için nasıl hazırlanmalıyız? Örneğin, yemek, para, altın depolamamız gerekir mi? Dergâhtan uzakta yaşayanlar, sizinle bağlantılarını nasıl koruyabilirler?
BismillahirRahmanirRahim
Fiziksel olarak soruyorsan; fiziksel bağlantıya sahip olduğun müddetçe, benimle bağlantını sıkı tut. Ruhsal bağlantıyı sormadan önce, fiziksel bağlantıyı düzgünce kullanmıyorsan, ruhsal bağlantıya sahip olamazsın. Bizim kendi müritlerimiz, o kadar şımarmış ki her hafta sohbet dinlemiyor bile. Ya da zikri dinlemiyorlar; bizim zikrimiz var, onu yapabilirsin diyoruz; onlar kendi zikirlerini, kendi sohbetlerini yapıyorlar. O zaman nasıl bir bağlantıya sahip olacaksın? Ya da her hafta yapmıyorlar. Her zaman bahane buluyorlar.
Bazıları da var ki; binlerce kilometre uzakta yaşıyorlar, ama çok güçlüler. Sohbet belki sabahın üçünde; kalkıp izliyorlar, uykuya yenik düşmemek için kendilerini zorluyorlar. Yani bu fiziksel teknolojiyi, bağlantılarını korumak için kullanıyorlar. Sen bir adım atarsan, biz sana on adım atarız. Ama sen sadece orada oturup, hiçbir şey yapmıyorsun; o zaman sana hiçbir şey gelmez. İstediğin kadar ‘Medet’ de, çünkü nefsinin üzerine basmıyorsun. Çünkü nefsin şöyle söylüyor; ‘O tek bir adımı atma. Sohbeti dinlemeye çalışma.’ Gittiğim her yerde kontrol ediyorum, New Jersey’de, Virginia’da, Maryland’de, California’da, her yerde kontrol ediyorum; ‘Dinledin mi? Hutbede ne söyledim? Hutbeden sonra ne söyledim? Zikirden sonra ne söyledim?’ Birçoğu cevap veremiyor. O zaman, ‘Nasıl sizinle bağlantıyı sıkı tutacağım?’ diye sorma.
Çünkü şu anda bu kolay olan bu, sadece tek bir parmakla açıyorsun. Eğer sohbeti açmak için, bir tane parmağını bile kıpırdatamıyorsan; sana hiçbir şeyin ulaşmasını bekleme. Kalbine bir şey mi geliyor? Dikkat et; o bizden gelmiyor. ‘Diğer yerlerden dinliyorum, Youtube’dan izliyorum.’ Şimdi gelen ne varsa, şu an için geliyor. İhtiyacın olan bir şey geliyor. Bizim ihtiyacımız olan şey değil; buna senin ihtiyacın var. Eğer dinlersen, belki yardım edecek; belki değil kesinlikle yardım edecek. Çünkü bu hazırlayıp, ezberlediğimiz bir şey değil; bu söylediklerimiz Şeyhimiz'den geliyor. Ama şımardıysan, çok fazla bir şey alamayacaksın; o zaman kesinlikle bağlantıyı da kaybedeceksin.
Dergâhta yaşarken bile bağlantıyı kaybedebilirsin. Seni her hafta görsem de o bağlantıyı kaybedebilirsin. Daha önce hiç görmediklerim, hiç görüşmediğimiz insanlar, ağlıyorlar. Her geçen hafta, dünyanın her yerinden bir sürü insan geliyor; bizi nasıl buluyorlar, bilmiyorum. Aynı dili bile konuşmuyoruz. ‘Diğer Şeyhlere git, büyük olan Şeyhlere; onlara git.’ diyoruz. ‘Hayır, buraya gelmek istiyoruz, çünkü sohbet veriyorsun.’ diyorlar. Ben de diyorum ki; ‘Estağfurullah, ben sohbet vermiyorum. Sohbeti veren benim Şeyhim.’ Onlar ağlıyorlar, ‘Ne zaman gelip, bizi ziyaret edeceksin’ diye. Çünkü değer veriyorlar.
Eğer bağlantıda kalmak için fiziksel yolları yeterince kullanmıyorsan, kalbini nasıl kullanacağını bilemezsin. O zaman tüm bu teknoloji çöktüğünde, bizimle hiçbir bağlantın olmaz. O zaman teknoloji bittiğinde, her şey kapandığında, git Youtube’dan izle; bir şeyler bulmaya çalış. Çünkü şu an sadece Youtube’dan, ‘Evet sohbetleri o kanaldan izliyorum.’ diyorsun. Ama Şeyh Abdülkerim’in kanalına bakmıyorsun.
Önce fiziksel bağlantıyı düzgünce sağla, sonra yavaşça… Mehdi (as)’ın gelişine, çok yaklaşmış olan savaşa fiziksel olarak hazırlanmak için… Önce sana şunu söyleyeyim, kâfirler bu gelmek üzere olan savaşa neredeyse 100 yıldır hazırlanıyor, yerin altında şehirler inşa ediyorlar; senden ve benden daha da iyi hazırlanıyorlar. O halde büyük savaşa yapılacak hazırlık, fiziksel bir hazırlık değil. Kafirler bunu zaten yapıyor. Listede kimler var biliyorlar; bir şey olursa kimleri kurtaracaklar belli; ‘Geri kalan tüm insanlık ölebilir, umurumuzda değil; yeni bir başlangıç için yeterince insanımız var.’ diyorlar. Yani yapılacak olan hazırlık, fiziksel yolla değil; bağlantıda olmakla ilgili.
Bağlantını sıkı tutmak için ne yapabilirsin? Bunun hakkında sadece birkaç şey söyleyeceğim. Birincisi, dergâhla bağlantıda kal. Ziyaret etmeye çalış, o zaman anlayacaksın; nasıl düşünülmesi gerek, nasıl yaşanması gerek, nasıl davranmak gerek. Eğer kalabalık yerlerden uzaklaşabiliyorsan, çok kalabalık yerlerden uzaklaş; eğer yapabiliyorsan. Birçoğunun bunu yapmaya gücü yetmiyor. Bunu yapamıyorsun diye, diğerleriyle aynı imana sahip olacaksın diye düşünme. Uzaklaşamıyorsun, ama bizimle bağlantın güçlü, Şeyhin ile bağlantın güçlü; nerede olursan ol, ateşin ortasında olsan bile, üzerinde bir ışık kubbesi olur. Koruma altında olursun; çünkü bağlantın sağlamdır.
Burada olan kimseler var, ama bağlantıda değiller. Buradalar, ama ateş onlara ulaşacak. Ateş onlara şu anda bile ulaşıyor. Şeytan bir anda kalplerine fısıldıyor ve dinliyorlar. Vesvese geliyor ve dinliyorlar. Nefisleri konuşuyor ve dinliyorlar. Bağlantılarını yitirmişler. Asık bir suratla geliyorlar, her şeyden kendilerini soyutlamışlar. Sanki ateşin içindeymiş gibi, bir an önce gitmek için bekliyorlar. Git öyleyse. Sence o zaman bir şey olduğunda, onlar için bir koruma olacak mı? Hayır. Önlerine ve arkalarına zaten bir set koymuşlar ve göremezler. Bu Ayet-i Kerime.
Yani yapabiliyorsan, kalabalık yerlerden uzaklaş. Biz, bu yüzden buradayız. Sana bundan daha fazlasını söyleyemem. Bu gıda depolamak, altın ya da başka şeyler saklamak ile ilgili değil. Başka insanlar da bunları yapıyor. Esas olan hayatın içinde bağlantıda kalmak, açık olmak; ne düşünmek, nasıl düşünmek gerekir, nasıl davranmak, nasıl yaşamak gerekir; Şeytan’ın ve Deccal’in ateşine izin vermemek. Böylelikle güvende olursun; Hz. İbrahim gibi, ateşin ortasında olsan bile. Ama eğer buraya gelmek, burada olmak için fırsatın varsa ve ya gelip burada yaşamak için fırsatın varsa; kapıyı senin için açıyoruz. Tüm dünyayı buraya davet ediyoruz; burası Nuh (as)’ın gemisi. Biz çağrıyı yapıyoruz. Yavaş yavaş geliyorlar. Sana iyi şanslar. Allah beni affetsin.
Selamun Aleykum ve Rahmetullah.
Şeyh Lokman Efendi Hz.
Sahibul Sayf Şeyh Abdülkerim el-Kıbrısi el-Rabbani (ks) Halifesi
Osmanlı Dergahı, New York
28 Ekim 2016
27 Muharrem 1437