BismillahirRahmanirRahim
Soru: Sizin "Sorma ve zorlama." dediğinizi duydum. İman eden biri olarak Allah'tan ne istemeliyiz?
Bir mümin olarak Allah’tan ne istersiniz? Dürüstçe söyleyin. Allah tarafından kabul edilmek mi? Allah tarafından kabul edilmeyi istediğini söylemek, çok ama çok tehlikeli, çünkü bunun ödenmesi gereken büyük bir karşılığı da var. Allah’ın seni kabul etmesi için, senin Allah’ı kabul etmen gerekir. Şimdi sen söyle, sen onu kabul ettin mi? En son ne zaman bir şeyden şikâyet ettin? En son ne zaman bir şeyden hoşlanmadın ve bundan yakındın? Belki de bugün... Belki bugün biri sana geldi ve sana edepsizce şeyler söyledi; sende buna üzüldün. Ama Allah, bunun olmasına izin veriyor değil mi? Allah’ın bilgisi olmadan, onun izni olmadan bir kuru yaprak bile ağaçtan yere düşmez. O halde, Allah’ın bizi kabul etmesini mi istiyoruz? Neyi kabul etmesini istiyoruz? Allah’ın neden dolayı mutlu olmasını istiyoruz? Allah’ın bizden memnun olmasını istiyoruz ama ne ile? Bunun için ne yapıyoruz? Yine konu bize geliyor. İman eden biri olarak Allah’tan ne isteyeceksin? Rahmet mi? Kimin için rahmet dileyeceksin? Kendin için mi? Yani demek ki sen bencil birisin. Yine sadece ‘sen’ varsın.
Öyleyse iman eden biri olarak Allah’tan ne isteyeceğiz? Mücadele gücü mü? Allah her gün sana güç veriyor, öyle değil mi? Allah bu dünyaya güç veriyor, kuvvet veriyor. Allah bu dünyaya rahmet ediyor. Eğer bu dünyada rahmet olmasa, tek bir nefes bile alamazdık. Parlayan güneşi görmüyor musunuz? Müminlere, kâfirlere, evliyaya, en kötü günahları işleyenlere, güneş herkesin üzerine parlıyor. Allah güneşe ışık saçmamasını mı söylüyor? Yani Allah gücü veriyor, Allah bu dünyaya kuvvet veriyor. Allah bu dünyaya rızık yolluyor. Ama kâfirler şöyle söylüyor; “Bu dünyada yeterince yiyecek yok. Çocuk yapmayı bırakın. Dünyanın nüfusu kapasitesinden çok fazla, bu dünyada yeterince besin yok.” diyorlar. Evet, çünkü siz istediğiniz fiyatlar için, tüm her şeyi yok ediyorsunuz. Çünkü sırf kendi kazancınız için, milyonlarca çocuk açlık çekerken, binlerce ton yiyeceği okyanuslara atıyorsunuz. İşte bu yüzden yeterince yiyecek yok. Çünkü Allah (svt) rızkı veriyor, Allah (svt) rahmet ediyor, Allah (svt) kuvveti veriyor, Allah hala gönderiyor.
İman eden biri olarak Allah’tan ne istersiniz? Bağışlanma mı? Bağışlanmayı dilemek için mümin olmak zorunda değilsiniz. Belki de Allah’a sormak yerine, ondan bir şeyler istemek yerine, onun bizden ne istediğini sormalıyız, değil mi? “Bunu istiyorum.” demek yerine, “Benden ne bekliyorsun? Benim yaratılış amacım ne? Ne olmak için yaratıldım?” demelisin. Bunun cevabı üzerine tartışabilir misin? Üzerine fikir belirtebilir misin? Biz ne olmak için yaratıldık? Kul olabilmek için. Allah bizim kul olmamızı istiyor ve bizim, onun sevdiği elçisini, Hz.Muhamed’i (sav) izleyen kullar olmamızı istiyor. O’na bu şekilde kulluk etmemizi istiyor, başka bir şekilde değil. Yani her şey açık ve ortada…
Şimdi bu verdiğimiz sohbette “Sorma ve bunun için zorlama.” diyoruz. Bu daha farklı bir konu... Belki bunu şimdi, bugün anlamayacaksınız; belki bunu yarın anlayacaksınız… Ama bugün için, “Sorma ve zorlama.” diyoruz. Mesela bazı insanlar tarikata giriyor ve her şeyi bilmek istiyor, maşaAllah, çok güzel. Biat alıyorlar ve “Şimdi ne yapmam gerekiyor? Bana ne söylerseniz yapacağım.” diyorlar. Ne yapmamı bekliyorsun? Sana bir kitapçık mı vereyim? Böyle yapan başka Şeyhler var, “Tarikata gir ve sana Tarikatta yapılacaklar ve yapılması yasak olanların yazdığı kitabını verelim.” Bu ne böyle? Çocuk yuvasında bile böyle bir şey yok. Buraya yüksek bir enerjiyle geliyorsun, maşallah, çok güzel. Ama “Bunu yapmak istiyorum, şunu yapmak istiyorum.” diyorsun. Sonra bir süre o işi yapıyorsun, sonra senin için çok ağır olduğu için devam etmiyorsun, bırakıyorsun. Bu senin için hiç iyi değil. O yüzden, bunun için çok zorlama... Ya da belli şeyleri bilmek istiyorsun. İstiyorsun ama neden istediğini bilmiyorsun. İsteğinin sebebi ne? Bilgi, bilmek. Evet, ama neyin bilgisi? Ne için? “Ben Allah’ın bilgisini istiyorum.” Ne için istiyorsun? Eğer, “Allah’ı n bilgisini istiyorum, çünkü ben Evliya olmak istiyorum.” diyorsan, nefsin seni tamamen ele geçirmiş demektir. “Allah’ın bilgisini onun arkadaşı olmak için istiyorum.” diyorsan, hala nefsinle konuşuyorsun. Çünkü birçok insan Tarikata, Allah’ın bilgisine sahip olmak için, O’na yakın olmak için, makam elde etmek için giriyor, değil mi?
Neden Allah’ın bilgisini istiyorsun? Kimileri Allah’ın bilgisini öğrenmenin peşinde; ama bu bilgi Allah ile Peygamberi arasındadır. Senin için değil. Mirac-ı Şerif bir kere gerçekleşmedi. Birçok kez gerçekleşti. Ve bunun hakkında çok fazla konuşuldu, yazıldı. Sence Allah ve Peygamberi arasında olanlar birkaç Hadis, rivayet ve hikâyeden mi ibaret? Birbirini seven iki kişi arasında geçen konuşmalar, tüm dünyanın duyması için değildir. Eğer ne konuşulduğunu sorsanız, “Bir şey değil, şundan ve bundan konuştuk.” derler. Ama sizce konuşulan şundan ve bundan mı ibarettir? Allah ve Habibi beraber; bu onların arasındaki bilgi. Eğer Peygamber (sav), “ Bu özel bilgiyi sadece bunu taşıyabilecek ve kullanabilecek olan belli kişilere vereceğim.” derse onlara verebilir. Öyleyse bu herkesin alabileceği bilgi değildir. Allah ve Peygamberi arasında geçen gizli sözcükleri bilsen ne yapacaksın? Bunu bilsen ne olacak? Sonra ne olacak? “Ama bu onlar arasında konuşulan şey.” Yani, sonra? Bilmeye iznin yok ve buna karışıyor musun? “Hayır, ama ben...” Bu O’na müdahale etmeye çalışmaktır. Allah sana mı konuşuyor? Peygamberine konuşuyor. Sen de karışıyorsun.
Bu günlerde bunları kim söylüyor? Bu bilgi, herkes için, tüm insanlar için diyorlar. İlim, bilgi herkes için diyorlar. Küçücük bir bilginin bile, ne kadar tehlikeli olabileceğini bilmiyor musun? Dünya bu yüzden tersine döndü. Bu kadarı yeterli...
Selamun Aleykum.
Şeyh Lokman Efendi
Sahibul Sayf Şeyh Abdülkerim el-Kıbrısi el-Rabbani (ks) Halifesi
Osmanlı Dergahı, New York
20 Rebiülevvel 1437
31 Aralık 2015
Comments